Zor Duygularla Yapıcı Şekilde Başa Çıkma Eğitimi

Zor Duygularla Yapıcı Şekilde Başa Çıkma Eğitimi

Zor Duygularla Yapıcı Şekilde Başa Çıkma Eğitimi

Zor anlar ve zor insanlar karşısında zor duyguları nasıl yönetmemiz gerektiğinin öğrenilmesi, eğitim sırasında hemen başlayan uygulamayı eğitim sonrasında hayatınız boyunca uygular hale gelip, sürdürmeniz için destek oluyoruz.
 

Zor Duygularla Yapıcı Şekilde Başa Çıkma

Hayatın her aşamasında kızgınlık, korku, üzüntü, öfke, kin, nefret, güven, güvensizlik, neşe, sevgi ve daha birçok benzer duygular davranışlarımıza yön vermektedir. Bilişsel kurama göre duyguların farklılaşması ve duyguların oluşması için bilişsel süreçler önemli etkenlerdir.

Duygular, bireylerin günlük hayatında nasıl hareket edeceğini, nasıl karar alacağını ve diğer bireylerle olan iletişim düzeyini belirleyen bir özelliğe sahiptir. Duygular, anlaşılır ve kontrol edilebilirse bireylerin davranışları ve buna bağlı olarak da yaşam kalitesi artabilir. Kontrol edilemediklerinde veya ifade edilmediklerinde ise olumsuz durumlara yol açabilmektedir.

Duygu, "belli bir uyaran karşısında genellikle içsel olarak belirip davranışsal tepkilere yol açan yapılandırılmış hisler" olarak tanımlanabilir. Sürekli değişiklik gösterebilen insan duyguları, yaşam kalitesini önemli oranda etkiler. Korku, öfke, üzüntü, nefret gibi olumsuz duygular, mutsuzluk ve özgüven eksikliği yaratan, bireyin kendisini ve çevresini olumsuz olarak algılamasını sağlayan hislerdir.

Genel olarak bireyler olumsuz duyguları kontrol edemeyeceklerine ve bu duyguların kendilerinden çok, çevresel faktörlerden kaynaklandığına inanmaktadır. Böylece olumsuz duygularla başa çıkmada kestirme yollar tercih edilmekte ya da kaçış yolları aranmaktadır.

Öfke, insan yaşamında önemli yeri olan, yaşanması gereken evrensel ve işlevsel bir duygudur. Onu istenmeyen bir duyguya dönüştüren, olumsuz bir şekilde yaşanması, ifade edilmesidir.
 

Öfke bireylerde 2 şekilde gözlenebilir:

Durumluk Öfke, yoğunluğu farklı düzeylerde yaşanan geçici duygusal tepkilerdir. Sürekli Öfke ise çok basit bir nedene bağlı olarak, çabuk ve kolayca ortaya çıkabilir. Kartopu etkisi göstererek büyüyebilir.

Sıkıntı, bir karışıklığın, bozukluğun yol açtığı güç durum ya da etkili ve sürekli ruhsal ve fiziksel yorgunluktur. İnsan sıkıntıya karşı kendinde bir şeyleri değiştirme ihtiyacı duyar. Hiç sıkıntı duymayan insan yoktur; önemli olan bunun şiddeti ve süresidir. Sıkıntı, herkesin zaman zaman yaşadığı bir histir.

Korku, aniden ortaya çıkıveren bir tehlikeye karşı gösterilen bir reaksiyondur. Bu tehlike gerçek ya da kişinin algıladığı bir tehlikedir. Söz konusu bu tehlike kişide savaş ya da kaç tepkisini ortaya çıkartır. Çünkü kişiler bir korku duyduklarında bütün içsel kaynaklarını kullanarak bu tehlikeye karşı kendilerini savunmaya çalışırlar ya da söz konusu bu tehlikeden kaçıp kurtulmaya, oradan uzaklaşmaya çabalarlar.

Kaygı, gelecekte ortaya çıkabilecek tehlikelere karşı bedenimiz ve düşüncelerimizdeki değişikliklerdir. Kaygılanan kişinin hayatında korkudaki gibi somut bir tehlikeden, durumdan bahsedilemez. Kaygı, daha yaygın, daha yavaş ortaya çıkan tanımlanması daha zor daha uzun süren belirtileri olan bir duygudur.

Üzüntü, bir kayıp veya muhtemel bir kaybın beklentisi sonucunda ortaya çıkar. İnsanın daha akılcı düşünmesine, bir sonraki adımda seçenekleri daha iyi değerlendirmesine imkan verir. Diğer insanları içine alan üzüntü duygusu kişinin sosyal normlara daha duyarlı olmasına ve bunun sonucunda kibarlık ve nezaket gibi kişiye itibar kazandıran davranışlar geliştirmesine zemin hazırlar.

Endişe, üzüntülü düşünce sonucu ortaya çıkan bir duygu durumudur. Endişe, kaygının kökünü oluşturur. Herhangi bir sorun üzerine düşünmenize ve nihayet bir çözüme ulaştırıldığı sürece olumlu olabilir.

İnsan organizması gün içerisinde sürekli iç ve dış etkenlerle etkileşim halindedir. Her an aldığı uyaranlar belli bir sınırı geçtikten sonra organizmanın uyumunu bozar. Bu da organizmanın yapısını ve işlevini bozar. Bozulan yapıyı onarmak için, organizmanın uyum, denge, düzen arayışına girmesi durumu stresi oluşturur.
 

Zor Duygularla Yapıcı Şekilde Başa Çıkmak

Zor duyguların sağlam bir temeli olmadığını düşünmemiz gerekir. Bunlar gerçekçi olmayan bir tutumdan kaynaklanır; oysa olumlu duygular genellikle sağlam bir temele dayanır. Bazı duygular akıl ve mantık yoluyla güçlendirilebilir; o zaman temelleri sağlamdır. Zor bir duygu otomatik olarak ortaya çıkar ama analiz ve mantık uyguladığımızda zayıflarlar, temelleri sağlam değildir. Dolayısıyla, olumlu bir duygu gerçeklikle ilişkili bir şeydir; olumsuz bir duygu ise gerçekliğin çarpıtılmasına dayanır.

İnsan davranışları üzerinde duygusal aklın egemen olmasını engellemek, akıl ile duyguları iyi tanıyarak onları doğru yerde ve zamanda yönlendirebilme ile mümkündür. Güvene dayalı bir yönetim yaklaşımı oluşturmak için duyguların bireyleri değil, bireylerin duyguları yönetmesi gerekir.

Duyguları tanıdığımızda, duyguların negatife dönüşmesi engellenebilir. Eğer duygularımızı tanırsak onunla ateşkes imzalamak mümkün olur. Böylece istenmeyen ve sonradan pişman olunan tutum ve davranışların önüne geçebilir, sıkıntıların azalması sağlanabilir. Çünkü düşünceler her şeyin başlangıç noktasıdır.

Zor Anlar ve Zor İnsanlar karşısında Zor Duyguları nasıl yönetmemiz gerektiğinin öğrenilmesi, eğitim sırasında hemen başlayan uygulamayı eğitim sonrasında hayatınız boyunca uygular hale gelip, sürdürmeniz için destek oluyoruz.
 

Kimler Katılabilir?

Zor Anlar ve Zor İnsanlar karşısında Zor Duyguları nasıl yönetmemiz gerektiğinin öğrenmek isteyen herkes katılım sağlayabilir.
 

FMA Akademi, eğitimleri ile şirketlerin kurumsallaşmasına, kurumsal yönetime anlayışına ve planlanan eğitim konusuna yönelik 'düşünce, duygu, tutum, davranış, söz ve beyanat, enerji birliği ve yöndeşlik' oluşmasını sağlıyoruz. Yani eğitimlerimiz, motivasyon konuşmalarından öte, işe yarayan ve hayatı kolaylaştıran yetkinlikler kazandırmaktadır.